Atalay Özçakır’ın ardından…

ALİ YILDIRIM

BERLİN – Kiminin Atalay amcası, kiminin Atalay ağabeyi, bazılarına göre Yeşilçam jönü, ama birçok Berlinli için bir kuşağın tek Türk televizyonu TD1’in sahibi Atalay Özçakır, Berlin’e iz bırakan insanların en tanınmışlarından. Geçtiğimiz haftalarda 83 yaşında yitirdiğimiz Atalay Özçakır hakkında Şehitlik Camii’nde cenaze namazına katılan bazı Berlinlilere AYPA/HAFTA.eu mikrofonunu uzattık ve “Nasıl bir insandı Atalay Özçakır, bir anınızı okuyucularımızla/izleyicilerimizle paylaşır mısınız” diye sorduk. İşte cevaplar:

Tevfik Dağdeviren (Bizim Alem Dergisi ve BAM-TV sahibi): “Atalay ağabey ile 1988’in sonu 1989’un başı, TD1’de tanıştım. Atalay ağabey dünyanın en tatlı insanı. Çok çabuk dolduruşa gelebilen, ama dolduruştan sonra gerçeği ve doğruyu bilebilen bir insan.  Babamı çok genç yaşta kaybettim ben. 20 yaşında kaybetmiştim. Atalay ağabeyi ikinci bir baba gibi gördüm. Çok anılarımız var kendisiyle. Dile kolay. 15 sene TD1’deki, 15 sene de ondan sonraki hayat, 30 seneye sığmayacak anılarımız var. İş hayatında bir Santral Yılmaz vardı Berlin’de. Ben onu çok seviyorum. O anımı anlatmak istiyorum size. Bir de Atalay ağabeyin çok sevdiği bir arkadaşı vardı: Mehmet Elman. Türk futbol camiasının duayenidir. İkisiyle beraber bunları Santral Yılmaz’ın cenaze namazına getirdim ben günün birinde. Beraber arabada oturuyoruz. Atalay ağabey ve Mehmet ağabeye dönerek dedim ki: ‘Atalay ağabey, Mehmet ağabey, şimdi Santral Yılmaz gitti, sıra kimde? İkiniz arasında o piti piti, karamela sepeti yapacağım’ dedim. ‘Kim çıkarsa o önce gidecek’ dedim. İkisi de bana saydırmadılar. O ona, ‘sen git’ diyor, diğeri ötekine ‘sen git’ diyor.  Bu unutulmaz bir anı benim için. Şimdi ikisi de gitti. Çok üzüntülüyüz, ama insanlar doğuyor, yaşıyor, ölüyor… Bir de TD1’den kısa bir anı: Canlı yayın yapıyorum, bir kış vakti. Bir kar topu geldi! Canlı yayında kar topu geldi. Ulan, dedim, kim attı filan. Işıklar gözümü aldığı için arka tarafı göremiyorum. Meğer Atalay ağabey atmış… Adam TD1’in sahibi, ben canlı yayındayım, bana kar topu atıyor. Bunlar anı olarak kaldı hep. Bu günü değerlendirdiğiniz için teşekkür ederim Ali ağabey…”

ANILARIMIZDAKİ GÜZEL YERİ

Neslihan Behram: “Ben Atalay Özçakır’a hep Atalay amca derdim. 1990’lı yıllarda TD1’i kurduktan sonra, oğlu Cem Özçakır ile bizim çocukluk yıllarımız beraber geçmişti. Atalay amca çok sert görünümlü bir adam da olsa, çok sıcak, çok yufka yürekli bir insandı. Kalbi inanılmaz güzel bir insandı. İş hayatında çok disiplinli bir insandı. Ben ufaktım, yedi, sekiz, dokuz yaşlarındaydım Atalay amcayı tanıdığımda. Babamın çok yakın bir arkadaşıydı. Babam bana Atalay amcayı çok düzgün, çok iyi bir insan olarak anlatırdı. TD1 yıllarından aklımda kalan Atalay amcanın Yeşilçam yıllarında oyuncu olduğunu hatırlıyorum. O meşhur Yeşilçam döneminden fotoğrafları asılıydı duvarlarında. Çok kalender bir adamdı Atalay amca. Öyle bir insandı, nur içinde yatsın. Çok değerli bir insandı. Biz Atalay amcanın oğlu Cem Özçakır ile yaramazlık yapardık. Çıkardı odasından. Çok güzel bir odası vardı. Tam bir işadamına yakışır bir odası vardı. Çıkardı odasından, bize bağırırdı: Çocuklar, sessiz olun, çekim var, Tevfik ağabeyiniz canlı yayında. Biz, ‘peki, olur Atalay amca’ derdik. Cem, ‘tamam baba’ derdi. Zaten Cem’in Türkçesi de yoktu: ‘Okey Papa’, derdi. Biz yaramazlığımıza devam ederdik. TD1 bizim çocuk oyunu oynama alanımızdı. Çok keyifli yıllar geçirdik. Yıllar var, belki ben Atalay amcayı 20-25 sene görmedim ama, hep anılarımda çok güzel bir yeri vardır Atalay amcamın.”

TÜRK BASINININ ‘B’Sİ YOKKEN

Hasan Babur (BAHA Döner Fabrikasının sahibi, NE-TU Asbaşkanı ve basın sözcüsü): “Atalay bey ile bire bir çok kontağım olmamasına rağmen, Atalay beyin burada Türk toplumu içersinde saygın bir yeri olduğunu, Türk toplumunun geleceği açısından bir çalışması olduğunu, çalışmalar yaptığını, özellikle görsel yayın açısından televizyon açısından ki o zamanlar burada Türk basınının ‘b’si yokken bu topluma böyle bir hizmetin verdiğini biliyoruz, bunlar tabii ki takdire şayandır. Onun için kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. İyi bir insandı.”

TD1 ASLINDA BÜYÜK ATILIMDI

Olcay Başeğmez (Berlin ADD Başkanı): “Atalay bey her şeyden önce Berlin’de 1970’li yılların sonunda, 1980’li yılların başlarında en aktif Türklerden birisiydi. Birçok ilke imzalar attı. Örneğin, bu ‘Kapalı Çarşı’ modeli gece kulübü, birçok sanatçıyı Türkiye’den getirdi. Ne yazık ki devam etmedi. Sonra TD1 televizyonu. O da büyük bir atılımdı. Ne yazık ki sonra bambaşka ellere geçti ve bütün işlevini yitirdi. Tanrı’dan rahmet, geride kalan bütün yakınlarına sabırlar diliyorum. Hakikaten değerli bir arkadaşımızdı. Yeşilçam filmlerini ben pek hatırlamıyorum. Bizden biraz daha önceymiş galiba…

Bir de şunu söylemekte yarar var: Ben daha önce Wedding’te sosyal pedagog olarak çalıştım. Çocuklara yönelik eğlenceler yaptığımızda büyük bir salona ihtiyacımız vardı, Atalay Özçakır arkadaşımız hiçbir karşılık beklemeden TD1’in o büyük salonunu bizim eğlencelerimiz için verdi bize. Üç kez büyük eğlence yaptık orda çocukların aileleri ile. O zamanki Wedding Belediye Başkanı da katılmıştı, Atalay kardeşimiz de oradaydı.”

ALÇAKGÖNÜLLÜ VE YARDIMCI

Taner Aydın (TiViTürk TV’nin sahibi): “Atalay ağabey alçak gönüllü bir insandı. Herkese yardım etmeye çalışıyordu. Tutabildiği yerde herkesin elinden tutuyordu. Medya işinde onun ekmeğini yemeyen az insan vardır diye düşünüyorum. Hele eskilerden. Yani çoğu kişi medyada çalışırken Atalay ağabey çok yakındı. Atalay ağabey hiç hayatımdan çıkmadı. Samsunlu olduğu, babamın beraber büyüdüğü çocukluk arkadaşı olduğu için küçüklüğümden beri her zaman hayatımdaydı. Beraber bir takım işler yapmışlar. ‘Türkischer Basar’ zamanından, TD1’den, sonra ben Türkspor’da futbol oynarken, Atalay ağabey hiç hayatımızdan çıkmadı, her zaman yanımızdaydı. Hatta TiViTürk olarak kendi kanalımızı kurarken Atalay ağabeyin çok fikirleri vardı. TD1’in ilk zamanlarının ne kadar zor olduğunu, hepsini anlatı bana. Hatta kendi arşivini bile bana devretmeye kalkmıştı. Çok iyi bir insandı.

‘Türkischer Basar’ döneminde ben küçüktüm, babamın yanında seve seve giderdim oraya. ‘Türkischer Basar’ sadece eğlence amaçlı bir yer değildi, içerde bir sürü dükkanlar vardı. Hatta Kerim Tüfekçi ağabeyimin video dükkanı vardı, oraya gider video kaset alırdım, akşam seyretmek için… ‘Türkischer Basar’da Atalay ağabeyin de çok büyük anıları vardı. Bazılarını bana anlattı. Çok sanatçı gelmişti, İbrahim Tatlıses gibi bir sürü sanatçı görmüştük onun sayesinde.

HERKESTE İZ BIRAKIRDI

Dr. Suat Özkan (Televizyoncu): “Atalay Özçakır gerçekten ilk gelen neslin çok devrimci düşünceye sahip bir insanı idi. Çünkü onun yaptığı eserler gerçekten herkesi tatmin eder ve herkeste iz bırakırdı. ‘Türkischer Basar’ olsun veya kendi seyehat acentası olsun veya TD1 olsun, çok başarılı bir insandı, gerçekten Allah razı olsun. Kısaca bir anımı anlatayım size, bugün hüzünlü bir gün, onu kaybetmenin bilincindeyiz de. Bana ‘Hiçbir zaman unutma ki, televizyon insanı şımartır, ama insanı birden yere indirir, onun için karakterini daima sağlam tutman gerekir’ demişti. Ben de onun televizyonunda ‘Suat Time’ isimli bir programa başlamıştım.

Ben sonradan kendi şirketimi yönetirken, Atalay Özçakır’ın ne kadar başarılı bir şirket yönettiğini anladım. O kadar insanı bir arada tutmanın, yönlendirmenin, insanların güvenini kazanmanın ne kadar zor olduğunu gördüm. Tekrar Allah rahmet eylesin.”

İLKLERİN İNSANI ÖZÇAKIR

Kenan Kolat (CHP Berlin Birliği Başkanı): “Atalay Özçakır’ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Atalay Özçakır’ı, Berlin’de ilklerin insanı olarak tanıdım. Gerçekten hiç kimse daha başka konular üzerinde düşünmezken, o buradaki Türk toplumunun kamuoyu ihtiyacını önceden saptamış, TD1 gibi bir televizyon programını eskiden kilise olan bir yerde başlatarak Türk toplumuna büyük hizmetler verdi, Türk toplumunun birbiriyle iletişimini sağladı. Birçok açık oturumlar düzenledi. Ben de bunların bir çoğuna katıldım. Hatta ayda bir, o zaman ben Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu’nun genel sekreteri sıfatımla vatandaşları bilgilendirme toplantıları yapıyordum.  Burada o toplantıları yöneten arkadaşları da görüyorum. Kendisiyle program bittikten sonra yukarıya odasına çıkardım. Odası hep böyle doluydu, kağıtlar, kürekler vardı. Hep şunu derdi: ‘Kenan, şu işadamlarından hep reklam alıyorum, bir türlü paralarını toplayamıyorum‘ derdi, gerçekten hep bunu dile getirirdi. ‘Ben burda amme hizmeti yapmıyorum. Sonuçta buranın da dönmesi gerekiyor.’ Ama kendisi çalışanlarına çok sahip çıkardı. Sabah erkenden gelir, gece geç saate kadar orada hep öyle otururdu. Onun anısını yaşatmak gerekir. Tarihe geçti tabii Almanya’da, ilk televizyon olarak söylenebilir, ciddi anlamda yayın yapan bir kurum olarak. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.”

BOKS, SİNEMA, TELEVİZYON

Şenol Çörekçi (Gazeteci, televizyoncu): “Atalay Özçakır hepimizin bildiği gibi Türkiye’de, dünyada ilk özel Türk televizyonunu kuran bir şahıstır. Ben de kurulduktan beş sene sonra o televizyonda ilk kez ferdi sporlar alanında, karate, tekwandoo, boks alanında spor programları yaptım senelerce. TD1’den Atalay ağabey yavaş yavaş elini çekince, ben de ayrıldım. Atalay ağabeyin bir özelliği de eski profesyonel boksörlerdendir. Dört maç yapmıştır Hamburg’ta. Dördünü de almıştır. Daha sonra da Berlin’de kendisi profesyonel boks menejerliği yapmıştır. Ahmet Özsoylar vardır bugünlerde Türkiye’de diziler çeken yönetmen, sinema sanatçısı, film sanatçısı, film çeken insan Ahmet Özsoylar’ın menejerliğini de yapmıştır. Kendisi böyle aramızda kalması koşuluyla eski boksör olduğum için anısını da anlatmıştır bana. Destek de oldu bana menejerlik konusunda, nasıl yaparsın, nasıl edersin diye. Değerli bir insandı. Her gün bir anım var. Hoşuna gidiyordu, benim programları seyrederken. Hep futbol, hep futbol olmaz diyordu, Türk futbolunu sevdiği halde…”