IŞIN TOYMAZ
BERLİN – Türkiye’deki akademisyenlere yönelik baskı ve gözaltıları, Türkiye üniversitelerindeki yaşamları karartılan akademisyenlerin bir bölümünün Almanya’daki meslektaşlarıyla Berlin’de kurduğu Off-University platformu öncülerinden Doç. Dr. Tuba İnal Çekiç ile görüştük.
Kendisi de “Barış Akademisyeni” olan Doç. Dr. Tuba İnal Çekiç, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, yazar Çiğdem Mater ve Yiğit Ekmekçi’nin de aralarında olduğu Anadolu Kültür çalışanlarının sabah saatlerinde gözaltına alınıp, operasyonda gözaltına alınan profesörlerin tamamının akşam saatlerinde serbest bırakılmasını “trajik“ olarak değerlendirdi.
Darbe girişiminden önce, Haziran 2016’da geçici görevle Almanya’ya gelen, ancak Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden istifa ettikten sonra 7 Şubat 2017 tarihli KHK ile ihraç edilen ve hakkında soruşturma yürütülen Tuba İnal Çekiç, “İhraç edilen Türkiyeli akademisyenlerin en sık uğradığı ve örgütlendiği duraklardan biri de Berlin. Yaklaşık 2 yıl önce Off University’i kurmakla çok isabetli bir adım attığımızı bir kez daha görmüş olduk. Türkiye’deki üniversitelerden ihraç edilen akademisyenler ve geride kalanlar üzerinde oluşturulan baskı nedeniyle bilimsel çalışmalar, eleştirel eğitim üniversitelerde tam bir çıkmaza dönüştü. Teknoloji bize sınırsız ve pasaportsuz bir toplum ve üniversite imkânı sunuyor. Akademisyenler ve öğrenciler Off University ile birbirlerine ulaşacak, konuşmaya, birlikte üretmeye devam edecekler” diye konuştu.
ÜÇ DİLDE BİLİM
Temel ilkeleri arasında çok dillilik olan Off-University’nin Almanca, İngilizce ve Türkçe olarak üç dilli yayın yaptığına işaret eden Doç. Dr. Tuba İnal Çekiç, başta Türkiye olmak üzere dünyanın her yerinde antidemokratik rejimler tarafından baskı gören akademisyenlerle ve öğrencilerle dayanışmayı amaçladıklarını kaydetti.
Berlin’de Humboldt Üniversitesi’nde sosyal bilimler alanında araştırmalarını sürdürdüğünü kaydeden Doç. Dr. Tuba İnal Çekiç ile gündeme dair ve Off University üzerine konuştuk:
– Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank yeni tersine beyin göçü projesi ile yetenekli araştırmacılara aylık maaş 24 bin TL verileceğini bildirdi ve yurt dışındaki bilim insanlarına da çağrı yaptı. Diğer taraftan Osman Kavala ile “hiyerarşik bir düzen içerisinde” oldukları Boğaziçi ve Bilgi Üniversitesi’nden iki akademisyen ile sivil toplum örgütlerinden 13 kişi gözaltına alındı. Sonra bazı serbest bırakılmalara tanık olduk. Almanya’da sürgündeki bir Türk akademisyen olarak bütün bunlar yaşanırken siz neler düşündünüz?
TÜRKİYE’DE AYDIN OLMAK DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Öncelikle Bakan Varank bizi çağırmıyor sanırım. Çağırmaya çalıştığı bir kitle de yok aslında. Bunu, ülkeyi bu hale getirmeden önce düşünmeleri gerekiyordu. Dün sabah bile yüzlerce eğitimli birey göç etmeye karar vermiş gün içinde de bu sayı kat kat artmıştır. Argümanlara ve suçlamalara bakınca açıkçası hem gülüyoruz, hem sinirleniyoruz hem de üzülüyoruz. Aklın sınırlarını zorluyorlar, bir noktadan sonra da maalesef bu iddialar komik görünüyor. Diğer taraftan kalanların ülke dışına çıkmasını engelliyorlar pasaport tahditleriyle ama iş yapmalarına da engel olarak. Siyasi takibat dışında bir kısmını da fiilen içeri kapatmaya çalışıyorlar. Bütün bunlar yapılırken, bilimin önemsendiğini, umursandığını düşünmüyorum. Türkiye’de aydın olmanın her geçen gün daha da değersizleştirildiğini görüyoruz. ‘Eyvah bilim ne olacak‘ kaygısı taşıdıklarına inanmıyorum.
“GEZİ MEVZUSU İLE GÜNDEM OLUŞTURULDU”
Freni boşalmış bir araç içindeyiz. Sonunda sert bir çarpışma olacağı kesin. Bütün bunların siyasi, konjonktürle de olduğu ortada. Gezi mevzusu ile yeniden gündem oluşturma hali bu. ‘Boğaziçi Üniversitesi’ndeki, Bilgi Üniversitesi’ndeki bu hocalar, bu öğrenciler ne olacak, bilimsel eğitim yükseköğrenimin olmazsa olmazı akademik özgürlük olmayınca ne olacak’ diye düşünüldüğünü zannetmiyorum. .
Doğru bir zamanda teknolojinin de verdiği imkanı kullanarak Almanya’da Off University’yi iyi bir fikir üzerinden oluşturduk. Bunu her geçen gün ihtiyacın büyüklüğünü ve büyüdüğünü gördükçe daha iyi anlıyoruz. Muhalif biz imzacı ve muhriç akademisyenlerin içine sıkıştığı bir sorun var. Seyahat özgürlüğümüz elimizden alındı ve akademik bilgi üretmenin ve gelişimimizin temel yapıtaşlarından biri bu. Öğrencilerimizle buluşamıyoruz. Demek ki bütün bunları düşününce çok doğru yerden girmişiz.
“ALMANYA’YA GÖREVLİ GELDİM. DARBE OLDU, KALDIM”
– Darbeden hemen önce Almanya’ya görevli olarak geldiniz ve burada kaldınız. Almanya’da bilimsel araştırmalara hangi şartlarda devam ediyorsunuz?
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Türkiye’de Yıldız Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama alanında çalışıyordum. Almanya’ya 2016 haziranında geldim. Ardından darbe oldu. KHK ile ihraç edildim. Barış İçin İmza akademisyenleri arasındaydım. Burada kaldım. Geldikten sonra Almanya’da 4 farklı üniversitede araştırmacı pozisyonunda görev yaptım. Ruhr Üniversitesi, Humboldt Üniversitesi, ardından Hamburg Hafencity Üniversitesi ve şimdi yeniden Humboldt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü‘nde çalışıyorum.
– Yaklaşık iki yıl önce Off University ile yola çıktınız. Hedeflerinize ulaşabildiniz mi? Üniversite hangi aşamada?
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Off University’yi 2017 mayısında kamu yararına bir dernek olarak kurduk. Bunda iki farklı dinamik etkiliydi. Birincisi, Türkiye’deki itici güçler. İkincisi ise Almanya’daki akademik alanda öngördüğümüz yer edinebilme sorunu. Burada akademisyenler genellikle 2-4 senelik kontratlarla çalışıyor. Bizler de kimi zaman burs kimi zaman da kısa dönemli burslar bulabiliyoruz. Tüm bunların da ötesinde akademisyenler olarak ders verme olanaklarımızı yitirdik. Özellikle Türkiye‘de olan ve KHK’lı oldukları için düzenli bir gelir elde edemeyenler için Off University’i düşündük.
“TÜRKİYE’DE 3. HAVALİMANINI ELEŞTİREN DERSLER VEREMEZSİNİZ”
Türkiye’deki üniversitelerde eleştirel bilgiye ulaşma imkanı kalmadı. Kendi alanımdan örnek verecek olursam, örneğin 3. havalimanının eleştirildiği ders veremezsiniz. Ya da sınıftan herhangi bir öğrencinin şikayetiyle soruşturma yiyebilirisiniz. Off University ile öncelikle bu zorlukları aşacağımıza inanıyoruz. Teknoloji sınır ve ülke tanımıyor. Off University ile orta vadedeki hedefimiz seminerlerin yanı sıra Alman Üniversitelerinin de kabul ettiği kredili yani akredite derslerin de olduğu çevrimiçi dersler açmak. Dersler, bölüm ya da fakülte mantığı dışında disiplinler arası bir anlayışla ilerliyor. Şu anda önceliğimiz Türkiye kökenli akademisyenler olsa da, tüm alanlardan ve dünyanın her yerinden akademisyenlere ve onları dinlemek isteyenlere ulaşmayı istiyoruz.
Bu dönem Münih’te, Potsdam’da ve Essen-Duisburg üniversitelerinde 3 dersimiz devam ediyor. Önümüzdeki bahar döneminde de 5 ders daha açmayı planlıyoruz. Vakıflardan fon bulmaya çabalıyoruz. Bir de Avrupa’daki ve Amerika’daki eğitim kurumlarıyla da görüşüyoruz. Araştırma enstitüleri ve üniversitelerde ilişkimizin olduğu akademisyenler veya imzacı akademisyenler aracılığıyla yürütüyoruz bu işbirliği görüşmelerini.
Off-University Almanya ve Türkiye’deki akademinin ortasında, hiyerarşik üniversite yapısının dışında, yatay bir organizasyonla ihraç edilen akademisyenlere alan açma çabasında. Uzun vadedeki planımız kulağa iddialı gelse de diploma verebilen bir üniversiteye dönüşebilmek.
BARIŞ, DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK
– Üniversiteye başvuruda bulunan akademisyenlerde hangi kriter başı çekiyor?
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Türkiye‘de kalan ve siyasi takibat nedeniyle işlerinden atılmış olan, ülkenin her yerinden, KHK’larla ihraç edilenler bize başvurabilir. Ancak etik kurulumuz var, etik ilkelerimiz var.
Off-University’nin misyonu, dünyada barışa bağlılık ve çeşitlilik içinde birlikte yaşamaya dayanıyor ve ayrımcılığa, tacize, sömürüye ya da sindirmeye karşı bir tavır sergiliyoruz. Bireysel ve toplumsal özgürlüklerin yanı sıra ve kişisel özelliklere dayalı her türlü ayrımcılığa karşı mücadeleyi de kucaklayan bir etik kodumuz var. Bu kodlara uymayan kurum ve bireylerle çalışmıyoruz.
Almanya ‘online learning’ platformlarına aşina bir ülke değil Amerika gibi. Bir yanda siyasi mülteciler ya da Suriye’den gelmiş olan öğrenciler de var. Türkiye öncelikli başladık ama Off University, dünyanın her yerinden öğrenme ve öğretme imkanı elinden alınan herkese belli kriterler çerçevesinde açık. Kısıtlı bir bütçeyle ve çoğunlukla dayanışma içinde gönüllü emekle kotardığımız bir iş bu. Bu haliyle bile Türkiye‘deki akademisyenlerle birlikte araştırma yapabileceğimiz bir altyapı kurmayı başardık. Birlikte üretme ve işbirliğine olanak sağlıyor bu platform dersler dışında. Doktora öğrencileriyle de ilişkilerimiz sürüyor. Almanya’da her üniversitede Türkiye kökenli öğrenciler var. Onlarla buluşuyoruz, bizimle dayanışan ve gönüllü emeklerini koyan pek çok öğrenci var. Bunun dışında Suriye’den geçtiğimiz yıllarda gelmek durumunda kalan mülteci statüsünde pek çok öğrenci var. Eğitim olanağı ellerinden alınmış öğrencilere de ulaşmak istiyoruz. Mültecilik sürecindeki öğrencilere de ders sunma imkanları yaratmaya çalışıyoruz.
“SİSTEMİMİZ GÜVENLİ VE ANONİM”
– Siber saldırılar oluyor mu, sisteminiz ne derece güvenli?
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Sistem içinde derse kayıt yaptıran tüm isimleri anonim tutabiliyoruz. Güvenli bir sistem ve böyle kalması için çabalıyoruz.
– Türkiye’de bir gün yeniden bilimsel araştırma yapabilme, ders verebilme umudu taşıyor musunuz?
TUBA İNAL ÇEKİÇ – Umut hastalıklı bir durum. Güzel bir hastalık. Ancak itiraf etmeliyim ki umutlarımız gittikçe azalıyor. Özellikle seçim sonrasında biz ilk çarpışmayı duyumsadık. Çok da geri dönme imkanımız kalmadığını görüyoruz. Zaten dönme ihtimalimizin güçlü olduğunu görsek, tüm bu çalışmaları da yapamayız. Geri dönülecek hissini çok da fazla beslemeden bir hayat kurmaya çalışıyoruz. Teknoloji yatay, sınırsız, ülkesiz bir eğitim için önemli bir devrim yapmış oldu. Öğrencilerimizden de meslektaşlarımızdan da ayıramamış oldular. Birlikte öğrenmenin üretmenin yollarını bulmak ve geliştirmek de bize kalmış!