FRANKFURT – Ruhi Su’nun en güzel kızı ve belki de tek öğrencisi Sümeyra, 5 Şubat 1990’da Frankfurt’ta bu dünyaya veda etmişti. Bir kötü şaka gibi aniden başlayan sürgüne fazla direnemedi. Fakat 1985’te yakalandığı amansız hastalığa rağmen ayakta durabildiği sürece “gurbette” konserler verdi, türküler söyledi. Hep müzik için yaşadı. Bu yıl mayıs ayında 70’inci doğum yılını da kutlayacağız.
Halen Frankfurt’ta yaşayan eşi Hasan Çakır, Sümeyra’nın 70 yaşını farklı etkinliklerle kutlamak istediğini, ama bunun için kendi çabasının yeterli olmayacağını söylüyor. Sümeyra ile geçen yıllarını kitaplaştırma çalışmalarını da sürdüren Çakır, özellikle genç müzik insanlarımızı bir yeni yola çağırıyor, Fazıl Say ve sonraki kuşakları Ruhi Su’nun Sümeyra’nın de eşliğinde açtığı yolu tamamlamaya, hatta buradan hareketle yeni yollar açmaya davet ediyor. Hasan Çakır, “Umarım bu yıl bu doğrultuda atılacak yeni adımlara da sahne olur. Sümeyra’nın Ruhi Su’nun vasiyeti saydığı en büyük arzusu da gerçekleşir” diyor.
-Sümeyra nasıl bir şok yaşadı? Sonuçta hayatında belki de hiç beklemediği bir anda sürgün gerçeğiyle yüz yüze kalmış oldu?
HASAN ÇAKIR – Berlin Kreuzberg Belediyesi’nin düzenlediği Nâzım Hikmet Haftası’na davetli olarak gelmişti. Davetliler arsında Ruhi Su, Meral Taygun, Ali Ekber Çiçek de vardı. Beraber gelmiştik. Fakat 12 Eylül’le birlikte DİSK Maden-İş Korosu hakkında tutuklamalar başlatıldığını öğrenince bir süre Berlin’de kalma kararı aldı. Hatta Ruhi Su da dönsün mü dönmesin mi diye tartıştık falan, ama Ruhi Su dönmek istedi ve beraber döndük. Sümeyra Almanya’da kaldı… Ben, bir yıl sonra sonra yeniden Almanya’ya geldim tabii…
Devamı www.01.AVRUPA-KULTUR.eu adresinde